Bu Blogda Ara

7 Ağustos 2011 Pazar

Kırık bir kalbin hikayesi. Haketmediği şeyler duyan bir adamın isyanı. Yüzündeki ve kalbindeki tüm gülümsemesi alınan bir erkeğin haykırışları. Bu bir yok oluş filmi.

Zaman değişir, insanlar değişir. Esen değişim rüzgarları etkisine alır insanları. Onları alır götürür uzaklara. Kimi zaman karakter değişir, kimi zaman para olur karakter. Kimi zamansa egolar assolist olarak çıkar sahneye. Spot ışıkları onun üzerine çevrilir ve o şovunu kusursuzca sergiler..

Hatırlıyorum da onu seçmiştim evlendiğimde şahidim olsun diye. O stres dolu günde hep benimle olsun hep yaptığı gibi yine götümü kurtarsın istemiştim. Bilirdi karanlıktan ve tek kalmaktan çok korkardım. Evde tek kaldığımda hep onu çağırırdım. Gelsin iki bira içelim, sohbet edelim derdim.

O da sevmişti be beni müdür. Bana kardeş demiş kol kanat germişti. Her zaman yanımda olmuş, bir dediğimi iki etmemişti. Hep gülmüş, hep güldürmüştü. O candı. Her daim hep olması gereken yerdeydi. Kimi zaman beni sırtında taşımış, kimi zaman kendini hiçe sayıp elinden geleni yapmıştı benim için.

Sanırım benim devrim kapanıyordu. Çoktan biletimi kesmişti. Çoktan ilk giden trenle uğurlamıştı beni.

Bugüne kadar beni öz kardeşinden ayırmayan adam, meğerse yıllarca nefret biriktirmiş içinde bana. Yüzüme gülmüş ama hep susmuş, içine atmış. Kardeş değil kalleş gözüyle bakmış bana. Asla büyümeyen ve büyümeyecek olan ben meğerse ne kadar dert olmuş ona. Kişisel egoları aslında aramızdaki bağın önüne geçmiş.

Aramızdaki bağ, değişime dayanamamıştı. O kendine bambaşka bir hayat ve insanlar seçmişti. Benim gitmemi kibarca söylemeye çalıştı kendince. Beceremedi.

Terkedildim, aldatıldım, birçok kez haksızlığa uğradım. Bunların hiçbirini asla takmam, olan olmuş der geçerim. Ama bu çok farklı. Sevdiğimi, canımı, her şeyimi gözüm kapalı emanet edebileceğim nadir birkaç insandan biri beni çıkardı hayatından. Hayatımın en büyük kazığını attı ve çekti gitti. Bros before hoes dedim yıllarca. Bundan ötesi yoktur dedim. Bu felsefeyle çıktım her maça. Ama hayatımın golünü yedim ondan.

Bilmez ki Emre uçurumun kenarında. Bilmez ki Emre bin bir gecede bin bir düşmanla boğuştu. Bilmez ki Emre aslında birçok kez öldü. En önemlisi; bilmez ki Emre onu çok özledi…

Kendine iyi bak kardeşim. . .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder