Bu Blogda Ara

13 Mart 2010 Cumartesi

BOSTON CELTICS’E BİR BAKIŞ: KELTLERİN KILICI DÜŞÜYOR MU?

Boston Celtics… NBA tarihinin en çok şampiyon olan takımı, basketbolun doğduğu şehir…

Bu cümleler insana ne kadar ihtişamlı geliyor değil mi? İşte bu satırların yazarı da keltlere gönül verirken bunlardan etkilenmişti. Lige katıldığı 1946 yılından beri tam 17 şampiyonluk elde etmiş bir takım.

2 sene önce Celtics tam 21 yıl aradan sonra şampiyon oldu. Uyuyan dev uyanmış ve başarı da gelmişti fakat bu yazıda artık iyi su yüzüne çıkan bazı sorunlardan bahsetmek istiyorum. Çünkü birçok Celtics taraftarı gibi ben de bu devin tekrardan uykuya geçmesinden korkuyorum.

Danny Ainge’nin ‘uzun vadede başarı’ politikasından vazgeçmesinden sonra takıma 2 süperstar dâhil edildi. Taraftar artık iyice sıkılmış ve baskılarını arttırmıştı. Ainge de takımdaki tek süperstarın yanına Big Ticket ve Ray-Ray’i aldı. NBA’in yeni göz kamaştıran guardı Rajon Rondo ve bu oyuna iyice ısınmış olan Kendrick Perkins ile birlikte Celtics artık bir takım olmuştu. İşte bu takım kurulduğu ilk yılda şampiyonluk kazandı. Hem de ezeli rakibi Lakers’ı finalde 4-2 ile devirerek. Şimdi, bu noktada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta var. Bu şampiyonluk sırasında takıma ‘abilik’ yapan bir oyuncunun varlığı.Şampiyon olunan yıl bu rolü PJ Brown üstlendi.Geçen sene ise Sam ‘I am’ Cassell vardı.Fakat bu sene işler biraz değişti.

Tabiî ki KG’nin sakatlığı da bu kararın bir parçası oldu fakat takıma bu sene katılan el bombası, şu an pimi çekilmiş bir halde beklemekte. Evet, Rasheed Wallace isimli karakterden bahsediyorum. Garnett’in rolüne yardımcı olması amacıyla katıldı. Değişeceğini, akıllandığını söylüyordu. Şampiyonluk hedefleyen bir takıma geldiğini ve en önemlisi Celtics organizasyonun bir parçası olduğunu asla unutmayacağını söylemişti. Fakat sizlerin de şu an söylediği gibi ‘Huylu, huyundan vazgeçmez!’.

Rasheed, eski alışkanlıklarına devam etti. İlgisini sahadaki oyundan çok hakemlerle uğraşmaya vermeye devam etti. Sonuç mu? Big Ticket’ın yokluğunda Celtics taraftarı bol bol “Rasheed, oh SHIT!” dedi.

Tabii ki asıl neden bu değil. Tüm suçu Rasheed’in üstüne atmak kendimiz kandırmak olur.

Bu sene, keltlerin üzerinde negatif bir hava var. Adeta ölü toprağı serpilmiş gibi. Bir doymuşluk var.21 sene sonra gelen şampiyonluk sanki bir 21 sene daha yetecekmiş gibi oynuyorlar. Özellikle maç sonlarına doğru yaşanan konsantrasyon kayıpları birçok maç kaybettirdi. Konsantrasyon, motivasyon gibi konularda uzman olan Doc’ın takımında böyle sorunların olması tamamen oyuncuların zihinsel olarak oyundan kopmaları ve doymuşlukla açıklanabilir. Esasında olay savunma yapmamak mevzusu değil. Özellikle play off zamanı Celtics’in savunma dozajını arttırdığında neler olduğunu biliyoruz. (Bkz. Şampiyonluğun geldiği sene oynanan Atlanta serisi ve final serisindeki 24 sayıdan gelip kazanılan maç). Fakat Celtics gibi takımlar için offense ve defense gücünün yüksek olması başarıyı getirmiyor.

NBA’de birçok takımın gıptayla baktığı bir taraftara sahip keltler. Doğu sonunculuğunun geldiği, 16 maç üst üste kaybedildiği zamanlarda sezonlarda bile asla boş tribünlere oynamadı bu takım. Şu an Celtics’e baktığımızda pozitif görünen nadir şeylerden biridir Celtics taraftarı. Yani ‘Vefa’nın sadece bir semt adı olmadığını onlar çok iyi biliyorlar.

Asıl göze çarpan diğer bir etken ise; üzülerek söylüyorum ki Celtics sanki şampiyonluğa inanmıyor. Bence birçok oyuncu ve organizasyonun parçası olan önemli isimler, “Eğer yüce Tanrı bir insan olarak aramızda geziyorsa bu kesinlikle LeBron James’tir” diye düşünüyorlar. 2 sene önce kazanılan şampiyonlukta King James de saf dışı bırakılmıştı Superman Howard da. Final serisinde ise 24 sayı geriden gelip kazanılan maç, son maçta alınan tarihi 131-92’lik skor… Sanki hepsi unutulmuş gibi!

Geçen sene KG’nin sakatlığı sadece onu değil, tüm takımı etkiledi. Takımın agresiflik seviyesi düştü. Bir nevi, artık takımlar Celtics pota altına gelirken “orada KG var!” diye düşünmüyorlar. Yani Celtics artık diğer takımların gözünü korkutmuyor.

Son olarak takıma bir guard takviyesi yapılmak isteniyordu. Kirk Hinrich işi olmayınca Nate Robinson alındı. Tanrım! Biri bana neden Nate’in bu oyun tarzıyla bizim takımda ne aradığını söyleyebilir mi? Ve ilginçtir ki Eddie House da gönderildi. Eğer bu olayı çözen biri varsa bana ulaşsın lütfen.

Yakın zamanda kaybedilen Lakers ve Cavs maçları aslında bir dönüm noktası olabilirdi. Özellikle iç sahada kaybedilen Lakers maçı. Bu gerçekten büyük bir özgüven kaybına neden oldu. Yine yaşanan konsantrasyon kaybı sonucu, önde götürülen maç kaybedildi.Cavs maçında da alınan farklı mağlubiyet moralleri iyice bozdu.Her ne kadar The Truth cavs maçında oynamasa da bu kadar fark olmamalıydı.

Tablo aşırı karamsar görünse de henüz kaybedilmiş hiçbir şey yok. Kâğıt üstünde gerçekten iyi bir kadro var. Doc Rivers da artık iyice içimizden biri oldu. Bu kadro şampiyonluk gördü ve her zaman en tepeye oynayacak kapaisteye sahip. Play-off öncesinde oyuncuların özgüveninin yerine gelmesi halinde bu takım Doğu finalinde Kral James’in Cleveland’ına veya Superman Howard’ın Orlando’sunun karşısına çıkabilir. Biz bunları biliyoruz önemli olan Celtics organizasyonundaki en tepeden en aşağıya kadar olan bütün parçaların bunu hatırlaması. Aksi halde devin uykusu yeniden gelmeye başlar.Bizden uyarması!

Not: Bu yazı 27.02.2010 tarihinde yazılmıştır.Son dönemlerde alınan seri galibiyetler kimseyi kandırmasın.Keltlerin kılıcı düşmek üzere.Fanatik bir celtics taraftarı olarak yine başımda kese kağıdıyla dolaşmak istemiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder